Sil baştan mı silmesem olmaz mı?

Upuuuzuun bir süredir yazmıyorum farkettiniz mi? Aklıma gelmediğinden değil hissetmediğimden, iki kelime yazıp devamının gelmeyişinden, kendimi ifade edemeyişimden.Ne değişti derseniz yine birşey değişmedi ama yazmak zorundayım. Yazmalıyım çünkü gelecek günlerimde bu gün yaşadıklarımı anımsamalıyım.

Başlıyorum…

Üç senem, ilk aşkım, en büyük imkansızım, sızım.. Şu an sözümü tutamıyorum sana demiştim ya -hatırlamazsın sen- seninle ilgili sorunları kendime dert etmeden önce seninle konuşacaktım. Bana bu şansı bırakmadığın için içimse büyük bir kuruntuyla seni seni hiç bilmeyenlere anlatıyorum şimdi. İmkanım olsa çekik gözlerine bakar dudaklarından sigaranı alıp tüm hücrelerime kadar çekip beni o sırada izlemeni isterdim. İmkanım olmadı.

Seni sen kadar iyi bilmenin zorluğunu yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi. Şimdi neye kızdı, neye güldü, neye morali bozuk, ne için bu soğukluk? Hepsi belli. Daha olay anında ne tepki vereceğini biliyorum. Şu an olduğu gibi. İnadını ,gururunu ,kinini yıkıp da gelmeyeceğini bildiğim gibi. Çok özlediğini de benim adımlarımı karşılıksız bıraktığında içine akıp giden ateşi de bildiğim gibi.

Hak veriyorum. Derler ya bir kişiye kalıcılığınızı hissettirdiğiniz an bilin ki b*ku yediniz diye. Ben daha ilk başından yedim. Hiç gitmedim ki ondan, gidemedim. Yokluğumun zerresini hissettirmedim ki ona bensizliği bilmesine izin vermedim.Bana sevgisiz diyebilir, umursamaz diyebilir, düşüncesiz diyebilir ama ondan bir an bile gittiğimi söyleyemez. Ha şimdi olsa ne yaparım derseniz ben yine onun evi olurum. İyiliğinde,kötülüğünde,içtiğinde, herkesten kaçmak istediği günlerde, mutluluktan uçarken, heycandan elleri titrerken, sigarasını yakarken, ilk dublesini içerken, o masadan kalkarken, uyanıkken,uyurken , her anında yine onunla olmak isterim.

Bittiğimizi ilk ne zaman anladım biliyor musun sevgilim? Bana ilk yalan söylediğinde. Beceremezsin sen biliyorum ben seni. Eline yüzüne bulaştırdın bak gördün mü? Kırılacağımı düşünerek söylemediğin şeyi söylediğinde şu durumdakinden daha az kırılacağımı tahmin edemediğin için de biraz kırıldım sana. İlk defa ‘beni tanıyamamış’ düşüncesine sürükledi beni. Gerisi uçurum zaten.

Biz, pardon sen ve ben -Biz olmayı beceremedik henüz- güzeldik, bunu unutma. Çünkü ben asla unutmayacağım. Sana her sarılışımda beni sımsıkı sarıp göğsüne bastırışını unutmayacağım, ilk sigaramı dudaklarından içtiğimi unutmayacağım, kendimi kaybettiğimde sende olduğumu unutmayacağım, rakıyı ve beni çok sevdiğini unutmayacağım, ellerin mi titriyor diye sımsıkı tutuşunu unutmayacağım, dizlerime yattığını unutmayacağım, o bankı ,yanında ağlarken yanağımda elini gezdirişini unutmayacağım,beni her düştüğümde kaldırışını unutmayacağım, canım dediğinde canından öte hissettiğimi unutmayacağım, benim için yürüdüğün yolları unutmayacağım,yan yana yürürken omuzlarimiz birbirine değdiğinde içimde kopan kıvılcımları unutmayacağım. Sen de beni ve seni unutma sevgilim.

Herşeyin en güzelini yaşattın bana bu üç senede. Şimdi de en güzel imkansızlığı yaşatıyorsun. Teşekkür ederim.

Sana son birkaç sözüm var sonra sonsuza kadar içimin sızıyla baş başa kalacağım çünkü içimdeki senle bir daha yüzleşmeye cesaretim yok.

Bir gün düştüğünde seni yine ben kaldırmak isterim,

İlk sigaramı ve son sigaramı dudaklarından içtim ve seninle birlikte bu da son bulacak,

Ellinin tersini yüzümde gezdirdiğinde kalbimde açan çiçekler hiç solmayacak,

Ve son olarak sana olan kapılarım hep açık kalacak.

Seni hep seviyorum

Bekle dedi gitti ,ben de bekledim.

 Şimdi hiç başlamadan bittiğine mi üzülmem gerektiğini veya tanıdıktan sonra pişman olma olasılığına mı sevinmem gerekiyor bilmiyorum. Ha bana sorarsan eğer ;keşke tanısaydım seni de pişmanlığım olsa da senin canın sağ olsun deyip devam etseydim yoluma. Yarım kaldı birçok şey. Belki yarıma bile ulaşamamıştır. İçimde belli belirsiz duygular bir buçuk günlük mesajlarını okuyup hala yüzümde gülümsemeyle dolanıp duruşumu ve hala mesaj atar belki diye bildirim sesine sen diye koşmamı saymazsak ben de senden kestim umudu.

Kabullenemeyeceğim imkansızlıkları kabullenmen mi buna sebep olan yoksa baştan beri mi sevmemiştin beni? Tanımaya mı çalışmıştın gerçekten yoksa ön yargıyı kırmak için kısa bir soru cevaptan mı ibaretti tüm konuşmamız? Sana soracak o kadar çok sorum var ki! Sınavın nasıl geçti ? Hala tatlı buluyor musun cümlelerin arasına sıkıştırdığım minik kelimeleri ? Bir umut görüyor musun bizde ? Her gecenin bir sabahı var derler ya bizim de bir sabahımız olacak mı ? Hiç beraber günaydın diyecek miyiz aynı güne ? 

Çok şey biriktirdim. Sana anlatacağım o kadar çok şey var ki. Otursan karşıma susmam için yalvarırsın yemin ederim. Belki de sonsuza kadar dinlersin telaşlı telaşlı sana bir şey anlatışlarımı. Bilirsin çok konuşurum heyecanlanınca ki karşımda sen varken bu ihtimal yok sayılır gibi değil.  

Bak bekliyorum.Babamın işten gelmesini bekler gibi, pazar kahvaltısının hazır olmasını bekler gibi, kahvemin ilk yudumundan sonra soğumasını bekler gibi içim yana yana bekliyorum. 

Gel

Lütfen

 

Karşı Kıyı

Tam kaybetmeye alışmış, tüm benliğimi kaybetmiş ve bu kadar hissizleşmişken hayatıma en beklenmedik anda girişinin verdiği korkulu bir telaşla seni tanıma çabasına giriştiğim günkü heyecanı taşıyorum bu gün de. Uzanıyorum sanki ellerimi tutacakmışsın gibi, uzaklara dalıyorum sık sık seni bana yaklaştırırmış gibi. Tekrar sevemeyeceğimden korkuyorum önce , çekingen ama bir o kadar da sıcak kanlı yaklaşırken sana bana ilerde seni tanıdığımı düşündürecek ne varsa mutlu oluyorum. Derin derin nefes alıyorum.

Haklı bir güvensizlikle kocaman açıp gözlerimi vereceğin tepkileri, cevapları merakla bekleyerek sorduğum soruları benim tedirginliğimin aksine büyük bir dinginlikle cevaplayışına hayran kalıyorum. O kadar güveniyorsun ki kendine gözlerini kaçırmıyorsun gözlerimden, sakallarınla oynamıyorsun, konu değiştirmiyorsun, zaman kazanmak için sorular sormuyorsun. O kadar yansıtıyorsun ki bunu bana gözlerime dahi “Korkma  bundan sonra ben varım, güven bana.”   der gibi bakıyorsun.

İlk defa bu kadar korkusuz yaklaşıyorum. İlk defa bu kadar kocaman atıyorum adımlarımı. Beni önce sana sonra tekrardan aşka inandıracağın günlerin her bir saniyesine inanıyorum. Bu defa seni sevmeyi seçiyorum.

Sonun Başı

Allah kahretsin!

Unutamıyorum.

Seninle geçen her saniye öyle bir yer etmiş ki zihnimde, sensiz olma düşüncesine yer kalmamış. Öyle sevmişim ki seni , öyle büyütmüşüm ki kalbimde ne senden başkasına ne de kendime yer kalmamış.

Şimdi birden başladığı gibi aniden biten aşkımıza mı , sensiz geçirdiğim günlere mi , gidişine mi , hiç gelmeyişine mi ,doğacak çocuklarımıza mı , ellerini tutamayışıma mı , sabahı olmayan gecelerime mi , yanındakine mi yoksa kendime mi kızmam gerekiyor bilmiyorum.

Uçurumun başındayım. Ellerim havada , teslim oldum hayata. Ne iten var ne tutan var beni. Kendinle hiç olmadığım kadar başbaşayım. Bırakın da biraz sevgisizliğine , biraz hayatıma mâl oluşuna , biraz da varken yok oluşuna ağlayayım.

Bak sevgilim güzel böyle ölünür. Çığlık çığlığa bir sessizlikle, ihtimallerle dolu çaresizlikle..

Biri Hiç Bitmez Diyordu Bitti ,Biri Hiç Gitmem Diyordu Gitti

Bir keresinde “Sen bana güvenme bak , çeker giderim bir gün kalbin elinde kalalakalırsın, bana iyi bak “demiştin. Ellerim ellerindeydi gülüp geçmiştik. ” Hiç gitmezsin , gidememezsin ki sen benden ” demiştim. Öpmüştün avuç içlerimden.

Üstünden çok zaman geçti. Gittin ve tam da dediğin gibi kalakaldım kalbim elimde. Özledim. Seni değil, yemin ederim değil. Geçirdiğimiz günleri özledim , kokunu, sesini, bakışını özledim. Parmaklarımı sakince parmaklarıma kenetlediğin ilk günü özledim. Beni öptüğün o caddeyi özledim. Aceleyle koşuşturduğumuz sokakları, yetişmeye çalıştığımız yerleri özledim. İşimin gücünün arasında senden gelen tek bir mesajı özledim. Sabah seni uyandırdığımdaki şaşkınlığını, ses tonunu , kısık gözlerini özledim.

Ama gelme , lütfen geri gelme. Ben sana kanarım .Bir sözüne, güzel gözlerine inanırım .Sen de yeniden zor sardığım yaralarımı deşer gidersin .Beni binlerce kez daha hayal kırıklığına uğratıp hissizleştirirsin .Bu defa seni de kendimi de affedemem. Kendimi yine aynı yalanlarla kandıramam. Güçsüzleşen bedenimle o hastane odalarına geri dönüp aklımı kaçıramam.

Seni tanıyorum. Kendimden bile iyi tanıyorum.Sen busun zaten, bu kadarsın .Birilerinin hayatında sürekli pozisyon değiştiren bir oyuncusun. Önce giriyorsun hayatlarına masumca. Ama öyle kıyısından köşesinden değil tam merkezde beliriyosun.Tüm güzellikleri öğretiyorsun , yaşatıyorsun. Kalbini avuçlarına alıp gözlerini güldürüyorsun. Sonra uzaklaşıyorsun yavaş yavaş, bırakıyorsun ellerini. Ve uçuruma kadar getirip usulca itiyorsun. Sonsuzluğa  koca bir boşluğa sanki o anda bile bana güven der gibi itiyorsun.

Ama herşeye rağmen  tüm kırgınlıklarıma , sarılmamış yaralarıma, kaybolan yarınlarıma rağmen ,

Beni affet sevgilim. Ben seni çoktan affettim.

Benden nefret etme sevgilim. Ben senden hiçbir zaman nefret etmedim.

Beni özleme sevgilim , katlanılabilir birşey değil bilirim.

Hayatına bensiz nasıl devam ettiğini öğret ki biraz ben de devam edebileyim.

 

 

Yeni biri giriyor hayatınıza, unutturuyor size önce tüm geçmişi. Yeniden inanmanızı sağlıyor aşka , sevgiye , güvene.. Sonra bir bir sardığı yaralardan daha büyük yaralar açıyor ruhunuzda. Gidiyor umarsızca

Geçiyor

   Her sabah aynı baş ağrısıyla uyanmak o kadar zor ki. Her sabah aynı güne uyanmak, her sabah aynı sorunlara göğüs germek için uyanmak ne kadar zor bilemezsiniz. Sonuçları da sebepleri de apaçık ortada bunun ama sen buna değecek adam değilmişsin , öğrendim. Sen benim duygularıma değecek biri değilmişsin.

     Hani demistim ya geçmiyor diye, artık geçmeye basladı. Unutmaya baslıyorum ben seni. Yavas yavas unutuyorum sesini. Kokun sadece parfümünün kokusunu duyduğumda aklıma gelip daha sonra siliniyor. Acım katlanmıyor artık. Sanırım sana alıştığım gibi sensizliği de ögreniyorum yavaş yavas

Geçmiyor

Ve günler sonra, yine bıraktığın yerdeyim bak. Geçmedi hiçbirşey, unutamıyorum. İçiyorum , içiyorum; kim olduğumu unutuyorum ama seni unutamıyorum. Bir türlü zihnimden cıkmıyor kelimelerin , sesin. Ve hiçbir zaman da gecmeyecek biliyorum. Bitmeyecek bu sonsuz dibe vuruş. Her kalkmaya çalıştığımda bir daha itileceğim. Her iyiyim dediğimde öncekinden daha kötü olacağım biliyorum.
Yine aynı yastıkta birikiyor göz yaşlarım , yine aynı duvarlar dinliyor sessiz çığlıklarımı. Özlüyorum deli gibi. Eskiyi , seni  tanımaya çalıştığım zamanları, beni kendine her defasında daha çok hayran bırakan gülüşünü, kokunu özlüyorum.
İki çay söylüyorum bazen. İki şeker atıyorum birine senin gibi , oturuyorum bi sana bi kendime yudumluyorum. Eskiden olduğumuz gibi sensiz de mutlu olmaya çalışıyorum.
Bitsin artık, bit ne olur. Ben çok yoruldum. Hayallerimden , umutlarımdan , yaşadıklarımdan çok yoruldum. Ya gel , ya da görmeyeyim yüzünü. Ya sımsıkı sar beni bırakma ya da gitmeme izin ver. Tam vazgeçtim, olmayacak derken yeniden hatırlatma bana bizi. Kalktım derken bir daha , bir daha itme beni. İyileşmeme izin ver ne olur

Soluk

Uzun zamandır görmemiştim , ya da görmek istememiştim. Tutup bir sinirle uzanamayacağım bir rafa kaldırdığım hatıra kutusunu bu gün rastgele bir şekilde önümde açılmış bir şekilde buldum. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Yaşanan iyi , kötü , can yakıcı ne varsa önümde ellerimdeydi işte.

Bakıp yeniden mi tuz basmalıydım yaralarıma yoksa görmezden gelip yeni benliğimle mi devam etmeliydim yola? Duraksadım, bu duraksama yaklaşık 45 dakikayı buldu sanırım. Yaşadığım her an gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Kötünün yanında güzel şeyler de yaşamıştım ve yaşadığım günlere, kendime saygımdan açmam gerekiyordu o kutuyu biliyordum.
Açtım,
ne çok şey yaşamışım, ne kadar çok zor şeyleri atlatmışım. Her ölecekmişim gibi hissettiğim anı yeniden yasadım sanki. Üstesinden gelebildiğim hersey icin birçok kez daha güvendim kendime. Ne küçük şeylere üzülmüşüm.
Birçok minik hediye , şiir , mektup vardı o kutuda. Ben o yaşanmışlıklarımın arasında 6 saatimi daha geçirdikten sonra yine anılarımı toplamaya karar verdim. Kendime güvenim geldi. Düşündüm herşeyi. Yaşadıklarımı, hissettiklerimi, güvenimi, çevremdekileri.. Ve bu günlerin de geçeceğine inanmaya başladım.

İnsana kendinden başkası güc veremiyor, kendinden başkası dibe itemiyor ve yine kendinden başkası zirveye çıkaramıyormuş.

An

Kocaman bir boşluğun içinde sürükleniyorum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bu kargaşanın içinde sürekli bi’şeyler için çabalamaya itiliyorum ve bundan nefret ediyorum. Kimseye değer veremiyorum , değmeyeceğini biliyorum. Tüm acılara göğüs gerip , doğruyu yanlışı ayırt ettimde hayat daha çok zorlaşıyor. Yaptığım hatadan bile zevk alamıyorum. Ne yaparsam yapayım sonucunu biliyorum.

Bi’şey olsun istiyotum. İyi ya da kötü. Hayatım değişsin birden . Kuru gürültü , telaş , korku, sevinç bir hareketlilik .. Değişmesi gereken herşeyi değistirecek türden..

İnsanları kalabalıkken ,telaşlıyken ve acele ederken izlemeyi seviyorum. Korkmuyorum hiçbirşeyden. Gözüme devasa gelen her şeye sahil olabileceğimi sanıyorum. Çabalamak istemiyorum. Belki de bu yüzden mutsuz oluyorum.

Sevdigim her seyden uzaklasıyorum. Kararlarım çok çabuk değişiyor, dengesizliğimi koruyorum. Eski günleri özlüyorum. Hani tek derdimin eve akşam ezanından sonra girebilmek olduğu günleri. O zamanki arkadaşlarımı , dostluklarımı özlüyorum. Bizi bizden mahrum bırakan ne varsa nefret ediyorum.

Hala inancım var bi’şeylerin yoluna gireceğine. Umudum bu yönde en azından. Ne gelirse kabullenmeye hazır gibi bir halim var. Savaşmıyorum ama yenik de değilim büsbütün. Ve söz, asla kaybetmeyeceğim tek şey benliğim olacak,  ruhum bedenimden ayrılana dek.

Döngü

Biter demiştim , geçer gider aldırma.. Geçmedi.

Olmadı bitmedi , geçmedi. Önemsemeyi bıraktım herşeyi. Affedilecek ne varsa sığdırdım içime, affettim. Görmezden geldim sırtıma vurulan her hançeri, kabullendim.

Önce seni unutmakla başladım işe.. Yazdıklarımı sildim tek tek , fotoğraflarını attım. Hayalini hayalimden ayırdım. Gözlerini sildim aklımdan. Geçirdiğimiz günleri unutmaya çalıştım. Beraber gittiğimiz hiç bir yere gidemedim, gitmedim. Olur sandım , yapamadım.

İyileşirim diye çıktığım her yolda daha çok yaralandım. İyileşmiyor , katiyen unutulmuyor geçirilen hiçbir gün. Affedebiliyorum, görmezden geliyorum çoğu zaman ama ne zaman hatırlasam ilk günkü gibi yakıyor canımı.

Koştum , koştum ; çok yoruldum. Baktım etrafıma başladığım yerdeyim. Aynı anılarla , aynı insanlarla , aynı düşlerle hemde ..Kaçamıyorum , geride bırakamıyorum. Bu hikaye nasıl biter bilmiyorum. Canım yanıyor, son veremiyorum.

Güne mide bulantıları ve baş ağrılarıyla uyanmak kadar kötüsü yok sanırım. Uykusuzluktan gözlerim acıyor hala direniyorum umarsızca. Neye kime bu inadım , karşı çıkışlarım bilmiyorum. Benim güzel geçmeyeceği sabahtan belli ama sizlere güzel günler diliyorum 🙂

Kayıp

  Kocaman bir hiçliğin ortasında sensiz bıraktın beni. Hicmi merak etmedin hiç mi canın yanmadı?
   Sevmek hata derdin hep. Ben sevemiyorum olmuyor bağlanamıyorum derdin. Ben ikimizin yerine sevdim, ikimizin yerine de bağlandım bize. Olmadı belki yapamadım. Tek başıma üstesinden gelemedim bu aşkın. Kaybetmekten korktuğum ne varsa kaybettim. Hissetmemeye başladım. İnsanların rahatsız edici aceleci yaşamlarının gürültüsüne kulaklarımı tıkadım.
    Başardım bir süre sonra. Sensiz yaşamayı başardım. Gözlerimi açtıgımda yanımda olmayışına, kızarmış ekmek kokusuyla uyanmamaya, ellerinin yokluğuna alıştım. Kokunu sesini unuttum. Senin olmasa da her koku, her ses seni hatırlatıyor şimdi. Ne kalbimden ne aklımdan çıkmadın ama sensizliğe de alıştım. Bunu sen yaptın.
   Şimdi geçirilen onca güne baktığımda tek başıma nasıl da çırpındığımı görüyorum. Kendimi sevdirmek icin,hayatında kalmak icin, seni kaybetmemek için ve son olarak unutmak için.. Olsun herşeye değerdin sevgilim, herşeye..

Söz

Yazmamak için söz vermiştim kendime. Bak tutamıyorum artık verdiğim sözleri. Kimse okumasa da , okuduktan birkac dakika sonra hatırlamasa da ben yazıyorum. Siz okuyorsunuz ben yaşıyorum.
  Bundan üc ay once hic beklemediğim bir anda girdi hayatima. Zaten planlanmış , zamanlanmış şeyleri sevmezdi hiç.  Sözler verdi , inandım tutamayacağını bile bile. Gitmem dedi, ben severim dedi. Her haline varım dedi.Güvendim,bir kere olsun birine kendimden çok güvendim, kaybettim.
   Bir insanın sizden yavaş yavaş uzaklaşmasını seyrettiniz mi hiç? O korkuyla yüzleştiniz mi her gece? Sabah o korkuyla uyandınız mı yine? Ben yaşadım. Kaybetmemek için cabaladım da. Sevdigimi gösterdim, önemsedigimi hissettirdim. Ama gitti. Böyle olması gerekiyormus dedim bitti.
   Bu defa kendime yalanlar söylemeye başladım. Kendime verdiğim sözlerin ardı arkası kesilmedi. Üzülmeyeceğim, ağlamayacağımla başladı önce aynı gecenin sonunda mor ve şişmiş gözlerle bitti. Seviyor dedim, hala aklındayım dedim aynı günün sabahında bir başkasıyla fotoğraflarıyla uyandım.
   Kabulleniyorum kaybettiğimi. Ellerimden kayıp gidişini kabulleniyorum. Ama yürekten seven kolay vazgeçmez. Bana biraz sen biraz zaman lazım sevgilim. Sen yoksun, zaman da geçmiyor. Kendimle baş başa olduğum bir gece daha son buluyor.

Yokluğunu , yokluğunun acısını tarif edecek kelimem kalmadı. Gidiyorum geceme ay , duvarlarıma yazı , gözlerime ışık, yüreğime sevda olan adam. Gidiyorum..
Yine geleceğim. Sana değil başka bir terk edişe. Hiç sevilmemişliğime ağlayacağım bir sefere. Bir başkasının kalp kırıklarını toparlamaya gidiyorum..

Masum Değiliz Hiçbirimiz

Sezen Aksu’nun da dediği gibi masum değiliz hiçbirimiz.
Hepimizin hataları , yanlışları var ama bu yapılan hataları haklı çıkarmıyor. Hata bir kere yapılır çünkü . Tekrar edildiği taktirde ya karşındakini salak yerine koyuyorsundur ya da yanlış yaptığını anlayamayacak kadar salaksındır. Sanırım onun için ikincisi geçerliydi.
Her hatasını örttüğüm , her hatasını bile sevdiğim adamın beni salak yerine koymasını izledim uzunca bir süre. Göz yumdum her haline. Olsun severim ben onu dedim. Her haline aşıktım çünkü. Yalan söylerken gözlerini ovuşturmasına , birşey gizlediğini hissettirmemeye çalışırken sürekli sorular sormasına , yalanlarına , hislerine , yalancı duygularına aşıktım. 
Olmuyormuş
İnsan hatalarıyla güzelmiş ama farkettiği sürece . Benim hatam bana yapılan hatalara karşı göz yumup alttan almam olmuş. Geç de olsa bunu farkettim. Ve yanlışımı düzeltiyorum. En azından çabalıyorum. Herkese yanlışlarını en kısa sürede farkedecekleri günler diliyorum.
En güzelinden geceler sizin olsun..

Cadde

Bu gün tesadüfen girdiğim sokakta karşılaştıracak kadar kötüydü hayat. Eğer bilseydim seninle karşılaşacağımı girebilirmiydim o sokağa bilmiyorum.Bir sigara daha yaktırdı gidişin sonra..

Yanımdan sezsizce başın önde giderken ciğerlerimi kokunla nasıl doldurduğumu tahmin et hadi şimdi. Buz gibi suratına bakamazken ama delice boynuna sarılmak isterken hayal et beni.

Son görüşümden sonra saçların değişmiş. Başka birinin elleri değmiş sanki. Biraz kokusu sinmiş yanındakinin. Değişmem demiştin ya sevgilim, herkes değişir dünya değişir ben hep seninleyken olduğum gibi kalırım demiştin ya kalamamışsın sevgilim.

Sana değil kızgınlığım , nefretim. Seni karşıma çıkaran bu sokaklara , tam unuttum derken kokunu getiren rüzgara , her şarkının nakaratına ..

Unuttuğun her ne varsa hatırla demiyorum. Hatırlamaya değer bulsaydın unutmazdın biliyorum. Kaybettiğin çok şey var zamansız karşında bulacağın inan . Pişman olma sevgilim sol yanındakine inan..

Gidiş

Sesiyle mutlu olduğum adam “Deli gibi uykum var ama seni daha çok istiyorum.Sana ihtiyacım var.”dedikten iki gün sonra gitti. Bu kadar kolay olmamalı. Bu kadar acımasız olmamalı. Sırtımı yaslayıp kendimden çok güvendiğim adam böyle kolay gidemezdi.Yani ben öyle sanmıştım. Baya gitti, içimi söke söke , kalbimi de aldı gitti.

San-sam

Seni ararken kaybolsam adını bile bilmediğim sokaklarda. Her köşe başında , her kapıyı çalışımda seni anımsasam. Araya araya bulsam seni. Yeniden eskisi gibi olmak için çabalasam. Tutsam ellerini bırakmasam. Özgürce sevip sevdikçe özgürleşsem. Tüm özlemlerimi gidersen sımsıcak teninde. Göğsünde soluklansam bir gece. Gözlerinde seyretsem kendimi dakikalarca.

Sonra yine gitsen. Sonsuza kadar araya araya bulsam seni. Her defasında ilk defa bulurmuşcasına , her an kaybedecekmiş gibi sevsen. Yanımdayken özlesen..

Yeniden yeniden tatsam seni , yeniden sevsem her an. Hiç unutmasam, her an aklında olsam ..

BELKİ

Ben çok yoruldum. Her düştüğümde kendim kalkmaktan, hayallerimin acımasından , kalbimin paramparça olmasından , belkilerle yaşamaktan yoruldum. Kendimi istiyorum ben. Birkaç ay önceki beni istiyorum. Daha mutlu daha huzurlu bi hayat istiyorum. Korkularımla yüzleşmek istiyorum. Seni geri istiyorum. Sevip de kaybettiğim ne varsa geri gelsin istiyorum. Ailemi geri istiyorum.  Uçuruma sürüklenirken dur diyen olsun istiyorum ama olmuyor. Yanlış yapan benim aslında. Daha kendim kendi hayatıma müdahale edemezken başkalarından hayatımı yoluna koymaları için yardım bekliyorum. Onlar da her kaldırdıklarında bir daha düşürüp gidiyorlar. Belki bir gün kaldırıp da benimle yürüyen , benimle benim için savaşan birileri olur diye yaşıyorum.

BOŞ

Kurdum bak çilingir sofrasını , geçtim başına . Bir senin yerine bir kendi yerime içiyorum. İkimizin yerine de kafa buluyorum. Çakırkeyifliğin verdiği rahatlıkla ağlamaya başlıyorum. Ağlamamı sığındıracak bir neden arıyorum. Ben gitmişim , ben vazgeçmişim gibi pişman oluyorum. Kokunu , göğsünde dinlendiğim anları , apar topar çıkılan yemekleri , yürümekten yorulduğumuz sokakları , omzuna kafamı koyduğumda dünya dertlerinden arındığım bankı , sevmeye doyamadığım zamanları özlüyorum. Ağlamamam gerektiğini , değmeyeceğini biliyorum. Sana değil kendime ağlıyorum. Pişman oluşuma , pişman edişine , gelişine , gidişine sevişine , sövüşüne son kez kafamdaki seninle içiyorum. İnsanın bir değil bin defa ölebileceğini kanıtladığın için teşekkür ediyorum. Ve inan yine son kez senin için ölüyorum. Seni herşeye rağmen çok seviyorum.

KALAN

Her yerden ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş şu kafandakinden uzaklaşamıyorsun. Her sokak başında karşına çıkacakmış gibi heycanlanmaktan , her an onu unutmaktan korkmaktan alıkoyamıyorsun kendini. Sevmelere doyamadığın adamın bir lafıyla sövmelere başlıyorsun . Korka korka sevdiğinden bağıra bağıra , içinden bir parçayı çekip alırcasına, canın yana yana vazgeçiyorsun. Sonra mı ? Sonrası sana , bana , dünyaya yetecek kadar hiç.

SÖZ

Eğer sevmeyeceksen neden tuttun ellerimden ? Neden bu kadar güzel baktın gözlerime? Hak ediyormuyum diye soruyorum cevap bulamıyorum. Herseye ragmen sevmekten alıkoyamıyorum. Sebepsizce ölüyorum. Herkesi sana benzetiyorum , her an senin sesini duyuyorum, seninle uyuyorum , seninle uyanıyorum. Gecelerimin gündüzü sensin hala. Sensiz geçirdiğim günlere içiyorum bir daha. Yalnız değilim bu defa . Bak hayalin yanımda .Son defa..

GECE

05.32
Bak yine sensiz bir sabaha uyandım. Hatırlarmısın uyandırmaya çalışsanda uyanmazdım. Sırf o masumane bakışlarına şahit olabilmek için nazlanırdım. Şimdi yeniden olsan yanımda inan bir an kırpmam gözlerimi. Şimdi de olduğu gibi oturur ya seni düşünürdüm ya da seni yazardım her yere. Başka birşey gelmez elimden.
06.17
Uyku tutmuyor bir türlü. Kafam hep sende. Ne güzel uyuyorsundur simdi. Kocaman sarılıp omzuna koysam kafamı.Kokun kokuma karışana kadar uyusak seninle. Sonra biz olsak. Hep biz kalsak.
06.56
Yine bir geceyi sabah ettik.Herkese en güzel günaydınlarken bana iyi geceler bile olmadı. Giderken uykularımı , gecelerimi de almasaydın keske. Olsun be içimdeki herşeyi alan gibi bunları alan da sen ol çok mu?

Bir yandan seninle bir yandan kendimle savaşmaktan yorgun düştüm yine bir tavan seyretme merasimindeyim .

Öyle bir durumdayız ki şimdi seninle sevme de diyemiyorum sövme de ..Senden gittiğimi düşündüğümde , bizi benim öldürdüğümü düşündüğümde içimde büyüyen nefrete dur demeye çalışıyorum. İyi olmak için çabalıyorum.Gözlerimi her kapattığımda tüm anılarımız göz kapaklarımda canlanıyor hala . Kokun geliyor burnuma bazen gözlerim seni arıyor her yerde. Ulaşılmazlığın belki de imkansızlığın hayatımdaki yerini doldurduğunu farkediyorum düşününce.

Senden gittim.Kendimi kendi bacağımdan astığımı bilsem de , her ne kadar senden daha çok üzüleceğimi bilsem de seninle geçen her anımı daha senin yanındayken bile özlerken sen olmadan ne yapacağımı bilmeden senden gittim .

Korktum.Daha çok sevmekten korktum.Her gün daha çok bağlanmaktan korktum . İmkansızlığımızı kabul etmekten korktum. Seni daha çok üzmekten belki de . Çıkmıyorsun ama aklımdan . Sana yazmasam da yazamasam da bak her yere seni yazıyorum . Geri gelmeni istemiyorum ama kokunu , boynunun sıcaklığını özlüyorum . Gözlerindeki ışığın günümü aydınlattığı zamanları istiyorum. Senden gitmek zorunda olsam da , imkansızlığımızı kabullenemesem de hala sen , hep sen varsın benim kalbimde . Bitiremedim , devam da ettiremedim . Senden , bizden , yok ettiklerimizden , sevginden , aşkından , göz yaşından , yüreğinden , tuttuğun kalemden , yazdığın şiirlerden , geçmeyen gecelerinden özür dilerim imkansızım .

Mutlu Olmanın 50 Nedeni

Özlem Soydan

Hayatta hepimizin kendimizce sıkıntıları var. Ama sürekli mutsuz dolaşıp söylenen insanlardan artık çok sıkıldığım için bizi mutlu edebilecek durumları yazmak istedim. İnsan olmanın, nefes alıp vermenin, sağlıklı olmanın, cephede olmamamızın, ve benzeri ‘zaten hepimizin takdir etmesi gereken’ şartların dışında aklıma gelen ilk ellisini yazıyorum:

  1. Fırından yeni çıkmış simitten bir ısırıkla Ezine peynirinin ardından yudumlanan iyi demlenmiş çayın tamamlayıcı etkisi,
  2. Burnuna gelen tanımlayamadığın bir kokunun geçmişinde çok uzaklarda kalmış bir sahneyi gözünün önüne getirmesi,
  3. Üçbin parça yapbozun son parçasını yerleştirmeden önce sadistçe bir keyifle oturup çayını içerek ağırdan alma,
  4. Buzdolabında bulduğun dünden kalma anne köftesini salça sürdüğün ekmeğin arasına koyup yemek,
  5. Tren,
  6. Bir Rock klasiğinin gitar solosunu yüksek sesle dinlerken yüreğinde oluşan tanımlanamaz pıtırtılar,
  7. Traktör kasasında Olympos’un kurumuş deresinde gezmek,
  8. Bir Pazar sabahı sokakta yürürken duyduğun ince belli bardakta başı dönen kaşığın sesi,
  9. Su şırıltısı,
  10. Kış kullanılmamışlığında kapısını açtığın bungalovdan yayılan ahşap kokusu,
  11. Yıllar sonra bulduğun çocukluk arkadaşının hiç aklında olmayan…

View original post 265 kelime daha

Noktalı Virgül

Hep böyle olmadı mı zaten ? Kimi sevsem gitti .Kime güvensem beklemediğim yerden vurdu. Alışamadım ben . Yenilmeye , kaybetmeye alışamadım. Tanrıyı , insanları ,kendimi sorgulamayı bırakamadım . Mutlu olmaya başlayamadım bir türlü, yaşamaya başlayamadım . Her gün yeni hayal kırıklıkları eklendi kalbimin derinlerine . Hiçbir acı yetmedi bana , hep dahası eklendi . Mutlu olmamam için sıraya girmiş sorunlar bütünü ne zaman düştüğüm yerden kendi başıma kalkmaya çalışsam beni iten şey oldu . Kimse iyiliğimi istemedi . Kimse neyin var demedi . Mutlu gözükmeye çalışmaktan yoruldum . Herkesin derdiyle muhattap olup kendime yetememekten yoruldum . Boş duvara dalıp gittiğim her an kendimden nefret etmeme neden olan nedenlerden yıldım. Kötü biri olmak istemiyorum . Her türlü şerefsizliği yapıp da çekip giden ben olmak istemiyorum . Zorluyorlar . Önüne geçemiyorum yaşadıklarımın. Dur diyemiyorum . Duvarlar , insanlar, eşyalar , sesler boğuyor beni . Herkesten herşeyden nefret etmeme sebep oluyorlar . Ölmek istiyorum , bu isteğimi içimde büyütüyorum . Aslında her gün farklı şekillerde ölüyorum.

Uçurum

Çok önemsemiyorum artık geçmişi . Gözlerimi her tavana dikişimde sen gelmiyorsun aklıma . Yoruldum çünkü . Aklımda kendime , dilimde cümlelere takatim kalmadı . Bir derdi daha kaldıracak gücüm kalmadı benim . Yaşamımı sürdürecek bir nedenim , tutunacak bir dalım kalmadı .Güvenecek bir adam yok yanımda kendimden başka .Bunu bildiğimden çabalamıyorum ya artık . Geceleri uyumak sabahları yaşamak istemeyişim bundan . Sen de aklıma gelme artık ne olur , hatırlatma kendini . Sen bir kere ögrettin bana sensiz yaşamayı . Koymaz bundan sonra sensiz geçen günler , acıtmaz canımı . Sen yeni mutlu hayatına ilerlerken beni ittiğin uçurumdan sevgilerimle ..

Hayat Dediğin

Hayat yaşanacak yer değil . Mutlu olacak birşeyler ararken var olan mutluluğumuzu kaybettiğimiz bir yer . İhaneti , intikamı , acıyı zirvede öğrenip hissettiğimiz yer . Özlemlerimizle , heycanlarımızla , sevinçlerimizle , üzüntülerimizle amaçlarımız uğruna savaştığımız bir yer.

Şimdi yaşamanın güzelliğini savunmayın bana. Bana ihaneti öğretin , savaşmayı güçlü durmayı .. Yalanı ögretin , iki yüzlü olmayı.. Belki o zaman sizlerden olurum bende . Belki o zaman mutlu olurum.

SORGU

Özledim . Seni , ellerini ,kokunu , gözlerinde kendimi seyrettiğim günleri özledim . Gecenin bir yarısı ”Tut elimden , gidiyoruz !” diye çekiştirerek götürdüğün sahildeki bankta omzunda uyuduğum geceyi özledim . Sabahın köründe sesimi duymak için kaldırdığında sana kızamadığım , sesinde dahi huzuru bulduğum , en güzel hayalleri kurduğum, yanında nefes aldığım günleri özledim.

Her anımı onu kaybetmekten korkarak geçirdiğim adamın beni yüz üstü bırakıp gittiği geldikçe aklıma nefretim yeniyor özlemimi , en beteri de bu .Beni sorgulamaya iten de bu .Belki de günlerin günlerin güzelliğiydi bu , o anların büyüleyiciliğiydi .Pişmanım demiyorum , her anımıza minnet duyuyuyorum ama şimdi  kırıp döküp gittiğin yerlerin üstüne basa basa nasıl geri döneceksin bunu düşünüyorum . Yaralarım kapanmadan nasıl yeni yaralar açacaksın ? Yeniden nasıl kıracaksın beni ? Buna izin veremem . Yaşama bir yerden tutunmaya çalışırken tutunduğum dalı kıran adama yeniden bir şans veremem .

En fazla aklıma geldikçe bir yaş süzülür gözlerimden , bir titreme gelir yokluğunu hissettikçe . Sonra nasıl yokluğuna alıştırdığını anımsarım . Senden bin defa nefret eder bin defa yeniden severim .  Son bir defa içerim yokluğunla ; geri gelmeyecek günlere , sesine ,kokuna , aşkıma , güvenime, yokluğuna . Özlesem de geri gelmesini istemediğim günlere kaldırırım son kadehimi ..

EKSİK

Neyin özlemini çekiyorduk ? Aile sevgisinin mi , başımızı koyacak bir omuzun mu , göğsünde dinleneceğimiz bir adamın mı ? Alışkanlıklarımızdan mı vazgeçemiyorduk yoksa ? Sevmekten mi daha çok korkuyorduk kaybetmekten mi ?

Biz kendimizi tanımıyorduk aslında . Duygularımızla fikirlerimizi bağdaştırıp ortalama bir hayat süremiyorduk . Taraflı olmaktan kaybediyorduk .Sert , yoruma kapalı görüşlerimizin eleştirilmesinden korkuyorduk . Haliyle kendimize bile güvenmezken başka yüreklere teslim edemiyorduk kendimizi . Ne sevgimizi ne aşkımızı ne de davamızı sürdürebiliyorduk . Korkularımızla yüzleşmeyi bilmiyorduk .

Eksiktik , kendimizi eksik bırakan da bizdik . Sevmeyi de , güvenmeyi de hisleri en derinde yaşamayı bilmeyip de etrafa önyargılarımızla eleştiri yağdıranlardık biz .Sevmeyi öğretecek , güven verecek , tutup da bırakmayacak adamları seçtik . Biz kendi tercihlerimizle kendimiz kaybettik . Bunu fazlasıyla hakettik.

SON DEFA

Köşe başlarında kaldı heyecanlar. Elini tuttuğum ilk anın heycanını,sana sarıldığımda delice atan kalbimi ,korkularımı , hislerimi o sokakta bıraktım ben .İlk defa gitmekten değil kaybedilmekten korktum . İhaneti ilk defa bu kadar derinden hissettim . Bana verdiğin sözleri düşündüm teker teker sonra nasıl bu kadar aptal olabileceğimi..

Geçmişi silmek kalıyor geriye .. Hatıralarımızı anımsamamaya çalışmaktan başka birşey gelmiyor şimdi elimden. Düşündükçe ağlamaktan alakoyamıyorum kendimi . Hele de bu kadar severken nasıl bu kolay kandırabilir anlam veremiyorum.  Fotoğraflarımızı kararlılıkla parçalayıp sinirim geçtiğinde yeniden birleştiriyorum.  Gözlerini çıkaramıyorum aklımdan .. Özledikçe bizim sokağımıza gidiyorum. Her köşebaşında yeniden karşıma çıkacakmışsın gibi heyrcanlanıyorum . Oturuyorum bir banka , başımı yaslayacak omuz arıyorum . Hayaline kızıyorum , üşüyorum .

Nelerden sakındıysan beni , nelere kızdıysan onları yapıyorum .Gece üstümü örtmüyorum , saçlarımı kurutmuyorum , gece dışarılarda başı boş dolaşmaktan korkmuyorum , aklıma gelmedikçr yemek yemiyorum , uyumuyorum . Sanırım ben yaşamıyorum da ..

Yeni bir sayfa açmak istiyorum . Kimsenin karalamaya cesaret edemeyeceği kadar sert ve kıyamayacağı kadar temiz bir sayfa . Her defasında olduğu gibi söz veriyorum , kendime bile güvenemiyorum . Son kez senin için kendimden vazgeçiyorum .

MECHUL

Kaybedecek neyim kaldı diye düşünüyorum.Bir cevabım yok kendimden başka . Hayallerimin peşinden koşmamam gerektiği öğretildi bana . Rüzgarı arkadaşım yaptım , güneşi de unutmadım hiçbir zaman .Doğruluğunu savunduğum her düşünce için savaştım . Yendim , yenildim ama vazgeçmedim hiçbir zaman.Kaybetmeyi de bildim kazanmayı da . Deli gibi de sevdim tüm kalbimle nefret de ettim .Hep uçlarda yaşamayı sevdim.

Satamadım ben hayallerimi , geleceğimi. Üç günlük sevdalarla heba edemedim yüreğimi . Her gelene vurulamadım , kolay aşık olamadım . Sadece gözlerine baktım insanların , ruhunu okudum . İleri gittimm bazen geçmişinde tanıdım onları . Sonrası mechul..

Uzaklar

Sadece hayatın telaşından , rutinlerinden uzaklaşmaya ihtiyacım var .Bir kendimle baş başa kalsam , başka bir şehirde yeniden doğsam hallolacak gibi .Dedim ya sevmiyorum işte bu şehiri .Bu şehir kalabalık , bu şehir ucuz , bu şehir yoksun ..

Merhaba

Gecenin bir yarısı olmuş, gözüme çarpıyor ay ışığı . Yine sana takılıyor aklım . Seninle geçirdiğim muazzamlığı tartışılmayacak günler bir film şeridi gibi geçiyor gözümün önünden. Şubat soğuğunda nefesinin bedenimi ısıttığı , haziran güneşinde rüzgarım oluşun geliyor aklıma . Ah , benim olduğun günler ! Bir gülüşünle gökyüzümdeki bulutlar dağılır , güneş açardı. Gözlerinde izlerdim en güzel günümü . Güç bulurdum her kelimenden . Göğsunde dinlenir , soluğunda bulurdum huzuru.. İhtiyacım var o günlere dair herşeyi unutturacak birine. Yeni , tertemiz bir sayfa açmanın zamanı şimdi . Yeni bir ben , yeni bir hikaye..

ADAM OLABİLMEK ADINA

Bu kadar zor olmamalı be , şimdi şöyle bir kız gözüyle bakarsak meseleye hiç zor değil bu abarta abarta anlattığınız , kendinizde var olduğnu sandığınızda göğsünüzü gere gere dolaştığınız ADAMLIK meselesi .Bir insanı teselli etmek , yanında olmak , yarı yolda bırakmamak bu kadar zor olmamalı . Keşke biraz empati yapabilseniz , adamlık diye nitelendirdiğiniz kelimenin anlamına uygun hareket etseniz de küçük detayların dahi bir kadın için ne kadar önemli olduğunu anlayabilseniz . Tek bir kadına ait olmayı öğrenebilseniz . Bir kadının size neden kırıldığını anlayabilecek kadar, ne düşündüğünü gözlerinden okuyabilecek kadar adam olsaydınız anlardınız . O zaman öğrenirdiniz bir kadını korumanın kollamanın ağlatmamanın ne kadar kolay olduğunu .

Yeterince uzattığımı varsayarak detayların bu kadar önem taşıdığı dünyada at gözlüklerinizi çıkarıp ,çevrenizi daha iyi gözlemlemeye davet ediyorum sizi .Ve son olarak da yapılması gereken adamlık , erkeklik adına ahkâm kesmek değil de gerçekten adam olabilmek diyerek bitiriyorum .

Sözüm meclisten dışarı , iyi geceler *